Alucra

Alucra, Giresun’a 150 kilometre uzaklıkta, iç kesimde kalan bir ilçedir.
Alucra, Giresun’a 150 kilometre uzaklıkta, iç kesimde kalan bir ilçedir.

Alucra, Giresun ilinin sahilden oldukça uzak, iç kesimde kalan bir ilçesidir. Giresun şehir merkezine 150 kilometre, Gümüşhane’ye 147 kilometre, Erzincan’a 148 kilometre uzaklıktadır. Nüfusu 1980 yılında 38.467’ye ulaşmışken, ilçenin sürekli göç vermesi sonucunda 2022 yılında Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Alucra; 3.945 kişi şehirde, 4.629 kişi köylerde olmak üzere toplam 8.574 nüfusa sahiptir. Alucra’nın 6 merkez mahallesi ve 38 köyü bulunmaktadır.

Alucra’nın Merkez Mahalleleri: Babapınar Mahallesi, Karaağaç Mahallesi, Kemallı Mahallesi, Mesudiye Mahallesi, Topçam Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi.

Alucra’nın Köyleri: Akçiçek Köyü, Aktepe Köyü, Arda Köyü, Arduç Köyü, Armutlu Köyü, Aydınyayla Köyü, Bereketli Köyü, Beylerce Köyü, Boyluca Köyü, Çakrak Köyü, Çalgan Köyü, Çamlıyayla Köyü, Demirözü Köyü, Dereçiftlik Köyü, Doludere Köyü, Elmacık Köyü, Fevzi Çakmak Köyü, Gökçebel Köyü, Günügüzel Köyü, Gürbulak Köyü, Hacıhasan Köyü, Hacılı Köyü, İğdecik Köyü, Kabaktepe Köyü, Kaledibi Köyü, Kamışlı Köyü, Karabörk Köyü, Kavaklıdere Köyü, Koman Köyü, Konaklı Köyü, Köklüce Köyü, Pirili Köyü, Subaşı Köyü, Suyurdu Köyü, Tepeköy Köyü, Tohumluk Köyü, Yeşilyurt Köyü, Yükselen Köyü.

MÖ İskit Türklerinin gelmeye başladığı Alucra’da tarihin her döneminde Türk izleri görülmektedir.
MÖ İskit Türklerinin gelmeye başladığı Alucra’da tarihin her döneminde Türk izleri görülmektedir.

ALUCRA’NIN TARİHİ

Alucra’nın yerleşim tarihi Hititlere kadar uzanmaktadır. İskitler, Kimmerler, Medler, Persler, Romalılar ve Bizanslılar (Romalılar-Rumlar) bölgede sırasıyla hâkimiyet kurmuşlardır.

MS 391 yılında Alucra, Orta Asya’dan gelen Kıpçak ve Peçenek Türklerinin akınına uğramış, bölge 60 yıl kadar Türklerin yönetiminde kalmıştır. 8. yüzyılda ise Maveraünnehir’den gelen Oğuzlar, Türkmenler; Çamoluk, Çakmak ve Koman bölgelerine yerleşmişlerdir.

1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nden sonra Alucra ve çevresi Türkmen beyi Kuşluhan Bey tarafından fethedilmiş, merkezi Trabzon’da bulunan Danişmendliler Beyliği’nin idaresine verilmiştir. Bölge, Bizans ve Mengücekliler arasında bu dönemlerde birkaç kez el değiştirmiştir.

Osmanoğulları Anadolu birliğini kurunca, Alucra da bu beyliğe katılmış oldu. Bir dönem Türkmen Uzun Hasan önderliğinde Akkoyunlular, Alucra’yı kendi topraklarına kattılar. Ancak Fatih Sultan Mehmed, bu bölgeye sefer düzenleyerek geri aldı. Otlukbeli Muharebesi’nden sonra da Alucra bölgesi tamamen Osmanlı idaresinde kalmış oldu. Aluç ağacının çok olması dolayısıyla bu dönemde ismini aldığı sanılmaktadır. Başka bir rivayete göre de Fatih Sultan Mehmed, Şebinkarahisar’da iken elini Alucra’ya uzatarak “el-ücrâ” (ücra yer) diye söylediği rivayet edilir.

Anadolu’da çıkan Celali İsyanları’ndan Alucra da etkilenmiştir. Bu bölgedeki isyancı Türkmenler, Kuyucu Murat Paşa tarafından sindirilmiştir. Bağırsak Deresi ismi, karınları yarılarak suya atılanlar dolayısıyla verilmiştir.

I. Dünya Savaşı’nda Alucra’da bir cephe oluşturulmuş, cephe komutanı Mareşal Mustafa Fevzi Çakmak karargâhını bugünkü Fevzi Çakmak ile Yeşilyurt köyleri bölgesinde kurmuştur. Yeşilyurt Köyü Kurbaba Dağı civarında şehitlik mevcuttur.

Fatih Sultan Mehmet burada “aluç” (yabani meyve) ağacının çok olmasına binaen bu yerleşim yerinin adının Alucara (Alucra) olmasını ister. Başka bir rivayete göre de Fatih, Şebinkarahisar’da iken elini Alucra’ya uzatarak “el-ücra” (ücra yer) demiştir.
Fatih Sultan Mehmet burada “aluç” (yabani meyve) ağacının çok olmasına binaen bu yerleşim yerinin adının Alucara (Alucra) olmasını ister. Başka bir rivayete göre de Fatih, Şebinkarahisar’da iken elini Alucra’ya uzatarak “el-ücra” (ücra yer) demiştir.

ALUCRA’NIN KURULUŞU

Alucra, 1876 ylına kadar Mindeval (Teşdik) ve Kuvata adında iki nahiye olarak idare edilmiş, 1896 yılında kaymakamlık olduğundan dolayı Şebinkarahisar Mutasarrıflığı’na bağlı bulunuyordu.1898 yılında Şebinkarahisar Mutasarrıflığı’na getirilen Şükrü Paşa Şebinkarahisar-Alucra yolunu açmıştır.

Alucra, 1933 yılına kadar Şebinkarahisar iline bağlı ilçe iken, 1933 yılında Şebinkarahisarla birlikte Giresun iline bağlı bir ilçe merkezi haline getirilmiştir.

Böylece Alucra, Şebinkarahisar ve sonra Giresun’a bağlı olmak üzere 103 yıllık ilçe statüsünde bulunmaktadır.

Edebiyat tarihimizin ünlü ismi Şemseddin Sami, bir eserinde Alucra hakkında şunları der:

“Elvecre, Sivas Vilayeti’nin İarahisar-ı Şarki Sancağı’nda ve sancağın şark cihetinde bir kaza olup, merkezi Karahisar’dan 7 saat mesafede bir hükûmet konağıyla bir iki han ve fırından ibarettir. Kaza 6 nahiye ve 4 karyeden mürekkeb olup, ahalisi 20.000 raddelerindedir, ki bunların da hemen cümlesi müslümdür. Derun kazada 40 cami ve mescid, 6 medrese, 56 mektep mevcuddur. Arazisi oldukça münebbet olup, hubûbat metnua ile sebze ve meyvelerin envai hasıl olur. Mağmulat sınaiyyesi aba ve kilimden ibarettir. Ormanları dahi çoktur. Derun kazada bir demir madeni bulunuyor. Merkezi kazada bahr cuma irtesi bazar ve bahar sene mayıs 7’sinde panayır kurulur.”

Alucra yöresinin merkezî yönetimi, şimdi mahalle olan Kemalli ve Babapınar’dan (Parak) idare edilmesine karşın, daha sonra merkez, şimdiki kurulu olan yerinde olmasına karar kılınmıştır.

ALUCRA İSMİNİN VERİLİŞİ

Fatih Sultan Mehmet Han, hem Anadolu Türk birliğini sağlamak hem de doğudaki Uzun Hasan’ın yayılmacı politikasını bertaraf etmek için 1473’te Otlukbeli (Kelkit’in doğusunda) mevkiine gelir ve Uzun Hasan’ın ordusunu mağlup eder.

“Otlukbeli mevkii bütün tarihlerde Tercan Kazası dahilinde bir yer olarak gösterilmekte ise de, yapılan incelemeler ve geziler sonunda Otlukbeli mevkiinin Alucra ilçesine bağlı Karadikmen (Manuzara) Köyü’nün batısına, Kaledere Köyü’nün kuzey doğusuna düşen ve Kelkit Çayı’na 2.5 saat kadar çeken bir yer olduğu tespit edilmiştir.”

Sultan Fatih, ordusuyla Koyulhisar’ı almış ve Şebinkarahisar civarına gelmiştir. Trabzon istikametine gitmesi için de en kestirme yol olarak Alucra hattından geçmesi gerekiyordu. Orduyla yolculuğu sırasında Alucra önlerine kadar gelir. Burada ulaşımı engelleyecek kadar sık ormanla karşılaşan Fatih, ordusuna yol açmak için özel baltacılar tutar ve kendine geçit güzergâhı oluşturur. Bu arada Alucra’da da konaklar. Karargâh Allu’da, ordusu ise Zun’da konaklar.

Fatih Sultan Mehmet burada “aluç” (yabani meyve) ağacının çok olmasına binaen bu yerleşim yerinin adının Alucara (Alucra) olmasını ister.

Başka bir rivayete göre de Fatih, Şebinkarahisar’da iken elini Alucra’ya uzatarak “el-ücra” (ücra yer) diye söylediği rivayet edilir.

Karadeniz ikliminin aksine Alucra yöresinin iklimi, kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır.
Karadeniz ikliminin aksine Alucra yöresinin iklimi, kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır.

İKLİM

Alucra yöresinin iklimi, Karadeniz ikliminin aksine kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır. Karların erimesi nisan ayının ortalarına kadar sarkıp, bahar yağışları da hazirana kadar uzamaktadır. İlkbaharda karların erimesi ve yağmurların başlamasına paralel olarak akarsuların debisi artış gösterir. Bu mevsimde debisi en yüksek akarsu Bağırsak Deresi olduğu görülür.

İnce Dere, suyunun tamamına yakınını Gavur Dağları’ındaki karların erimesinden alır. Yaz kuraklığından dolayı yazın (ağustos) tamamıyla kurur. Bağırsak Deresi de yazın beslenemediği için kuruma noktasına gelir. Moran Deresi ise, Bağırsak ve İnce Dere’ye nazaran rejimi daha düzenli olup yazın da sularını akıtmaya devam eder.

Yılık yağış miktarı: 560 mm³. Ortalama sıcaklık: 18º. Otalama soğukluk: -1º.

Görüldüğü gibi, akarsuların debisi ve yıllık yağış miktarına bakıldığında genel olarak düzensiz bir rejim görülür. Bu haliyle Alucra’nın iklimi Karadeniz ikliminden çok, Karasal iklimdir.

BİTKİ ÖRTÜSÜ VE ORMANLAR

Alucra yöresi, bitki örtüsü bakımından yayla iklimi özelliğini taşır. Dağların kuzey yamaçları ağaçlarla kaplı iken, güney yamaçları daha sade görünüşlüdür. Yörenin karakteristik bitki örtüsü, ormanlar ve geniş otlaklardır. Ormanlık alanlar; merekeze yakın yerlerde çam ağaçları şeklinde olurken, Zilovacık’ı gibi daha yüksek yerlerde yerini köknar ağaçlarına bırakır. Muhtelif yerlerde hiçbir ticari değeri olmayan fındık da yetişir. İlçe merkezindeki başlıca ağaç cinsi kavak (selvi) ağacıdır. Bölgenin en önemli ormanları Tohumluk, Zilovacık, Çalgan, Boyluca ve Aralıktepe ormanlarıdır. Yayla düzlüklerinde geniş otlaklar uzanır. Gavur Dağları eteklerindeki otlaklar, büyükbaş hayvancılık için önem arz eder. Ekili tarımda en fazla tahıl yer alır. Başlıca sebebi, yağış azlığı ve yaz kuraklığıdır. Bunda, yörenin tabii su kaynakları bakımından çok yetersiz olması da etkendir. Sulanabilir alanlarda patates, fasulye, şekerpancarı, karalahana tarımı yapılmaktadır. Meyvecilik hemen hemen hiç yoktur.

YAYLACILIK

İlçede yaylacılık son derece gelişmiş bir haldedir. Eskiden bölge halkı hayvan otlatmak için yaylaya göç etmekte iken son yıllarda temiz dağ havası alarak dinlenmek ve çeşitli yayla şenliklerine katılarak eğlenmek için yaylaya çıkılmaktadır. Yöre halkının çıktığı yaylalarda yaz aylarında çeşitli festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir.

Alucra’da 1 anaokulu, 2 ilkokul, 2 ortaokul, 2 lise ve bir öğretmen evi ve akşam sanat okulu ile bir halk eğitimi merkezinin yanı sıra Giresun Üniversitesi’ne bağlı meslek yüksekokulu bulunmaktadır.
Alucra’da 1 anaokulu, 2 ilkokul, 2 ortaokul, 2 lise ve bir öğretmen evi ve akşam sanat okulu ile bir halk eğitimi merkezinin yanı sıra Giresun Üniversitesi’ne bağlı meslek yüksekokulu bulunmaktadır.

TURİSTİK YERLER

Seyd-i Bekir Türbesi: Doludere Köyü’nde bulunmaktadır.

Sarı Dede Türbesi: İlçe merkezindeki Babapınar Mahalles’inde bulunmaktadır.

Mayıs Deresi (Hayran Kaplıcaları): Aktepe Köyü Belençayır Mahallesi’nde bulunmaktadır.

Arda Boğazı: Arda Köyü dönemecindedir.

Kamışlı Gözesi: Kamışlı Mahallesi’ndedir.

Çayır Göze: Karaağaç Mahallesi’ndedir.

Seyyid Mahmud Çağırgan Veli Türbesi: Boyluca Köyü içinde yer almaktadır.

Seyyid Çağırgan İsmail Hakkı Veli Türbesi: Fevzi Çakmak Köyü içinde yer almaktadır.

Çağırgan Gülami Yakup Efendi Türbesi: Gürbulak Köyü Eski Mahalle içinde yer almaktadır.

EĞİTİM

Giresun Üniversitesi Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksekokulu, Laboratuvar ve Veteriner Sağlık, Bankacılık ve Sigortacılık, Maliye, Halkla İlişkiler, Medya İletişim, Büro Yönetimi ve Yönetici Sekreterliği, İşletme, Muhasebe, Bankacılık ve Sigortacılık (iö), Maliye (iö), Halkla İlişkiler (iö), Medya İletişim (iö), Büro Yönetimi ve Yönetici Sekreterliği (iö), olmak üzere 13 program bulunmaktadır.

3.150 metrekarelik kullanım alanı bulunan 4 katlı yüksek okul binasında 17 derslik, 19 bilgisayarlı ve 25 bilgisayarlı iki adet bilgisayar laboratuvarı mevcuttur. Bilgisayar laboratuvarları internet erişimine sahiptir. Ayrıca okul içerisinde radyo istasyonu da vardır. 2500 kitap kapasitesine sahip kütüphane, 30 kişilik histoloji laboratuvarı, anatomi laboratuvarı, profesyonel 5 kamera ve 12 fotoğraf makinası, 2 kurgulama bilgisayarı bir adet stüdyo içeren medya atölyesi ve 250 metrekare kullanım alanı bulunan öğrenci kantini bulunmaktadır. 1 adet 80 metrekare salonu, 150 metrekare 300 kişilik yemekhaneye sahiptir.

Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) ait 250 yatak kapasiteli erkek öğrenci, 250 yatak kapasiteli kız öğrenci yurdu bulunmaktadır.

Alucra’da bir anaokulu, iki ilkokul, iki ortaokul, iki lise ve bir öğretmen evi ve akşam sanat okulu ile bir halk eğitimi merkezi vardır. Okullar şunlardır: Yuvam Anaokulu, Şehit Er Zülkif Tekir İlkokulu, Yeşilyurt İlkokulu, Mehmet Akif Ersoy Yatılı Bölge Ortaokulu, Şevket Canikli Ortaokulu İmam Hatip Ortaokulu, Hacı Osman Erilli Anadolu İmam Hatip Lisesi, Halis Akmen Çok Programlı Anadolu Lisesi, Filiz Bulutçu Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulu, İsmail Hakkı Tekışık Halk Eğitimi Merkezi.


“Milli ekonominin temeli tarımdır.”