Çamoluk

Kelkit Irmağı’nın oluşturduğu vadi üzerinde yer alan Çamoluk, Giresun’un Karadeniz sahilinden oldukça uzak, iç kesimde kalan bir ilçesidir.
Kelkit Irmağı’nın oluşturduğu vadi üzerinde yer alan Çamoluk, Giresun’un Karadeniz sahilinden oldukça uzak, iç kesimde kalan bir ilçesidir.

Çamoluk, Giresun ilinin Karadeniz sahilinden oldukça uzak, iç kesimde kalan bir ilçesidir. İlçe, Kelkit Irmağı’nın oluşturduğu vadi üzerinde yer alır. İlçenin batısında Şebinkarahisar ilçesi, kuzeyinde Alucra ve Yağlıdere ilçeleri, doğusunda Gümüşhane ili, güneydoğusunda Erzincan ili yer almaktadır. İlçeye bağlı 8 mahalle ve 27 köy vardır. Yüzölçümü yaklaşık 401 kilometrekaredir. 2000 yılında ilçenin toplam nüfusu 14.715; merkez nüfusu ise 4.192’tür. Ekonomik nedenlerle göç veren ilçede nüfus hızla düşmüştür. 2022 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Çamoluk’un toplam nüfusu; 3.366 erkek, 3.103 kadın olmak üzere toplam 6.469’dur. Bu nüfusun 2.985 kişisi ilçe merkezinde, 3.484 kişi ise köylerde yaşamaktadır.

Çamoluk’un eski adı Mindaval’dır (ya da Mindeval). İsmin kökeni Galatyalılara kadar götürülebilir ve “huzur vadisi” anlamına gelmesi muhtemeldir. Pazar yeri Teştik en az ilçe kadar ünlüdür. Nişanyan, Teştik etimolojisini Ermenice “düz olan yer” anlamında “taşdik” kelimesine bağlansa da, Türkçe “dış alan, açık bölge” anlamında “taşarı” kelimesinden türetilmiş olması daha gerçekçidir. Yakın bölgenin en önemli yerleşim yeridir.

Çepnilerin bu bölgeye Trabzon’un fethinden önce Akkoyunlu hükümdarı ve Safevi Türkmen İmparatoru Şah İsmail’in dayısı Uzun Hasan zamanında kafileler halinde geldikleri bilinmektedir. Çepni kelimesinin anlamı; düşmana karşı gözü pek, asi, mazlumlara karşı merhametli, mert, sınır bekçiliği yapan manasına gelmekte olup yöre insanı bu özelliklerin tümünü taşımaktadır.

Çamoluk, 1990 yılına kadar Alucra ilçesine bağlı olan bir yerleşim birimi iken, 9 Mayıs 1990 tarihinde kabul edilen 3644 sayılı Kanun’un 20 Mayıs 1990 tarih ve 20523 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte Alucra’dan ayrılarak Giresun iline bağlı bir ilçe olmuştur.

Çamoluk’un Mahalleleri: Dulundas Mahallesi, Hürriyet Mahallesi, Karşıyaka Mahallesi, Köroğlu Mahallesi, Kurtuluş Mahallesi, Kurukol Mahallesi, Yazılar Mahallesi, Yuvacık Mahallesi.

Çamoluk’un Köyleri: Akyapı Köyü, Bayır Köyü, Çakılkaya Köyü, Daldibi Köyü, Eğnir Köyü, Fındıklı Köyü, Gücer Köyü, Gürçalı Köyü, Hacıahmetoğlu Köyü, Hacıören Köyü, Kaledere Köyü, Karadikmen Köyü, Kayacık Köyü, Kaynar Köyü, Kılıçtutan Köyü, Koçak Köyü, Kutluca Köyü, Okçaören Köyü, Ozan Köyü, Pınarlı Köyü, Sarpkaya Köyü, Taşcılar Köyü, Taşdemir Köyü, Usluca Köyü, Yenice Köyü, Yeniköy Köyü, Yusufeli Köyü.

Alucra ilçesine bağlı bir yerleşim birimi olan Çamoluk, 1990 yılında Giresun iline bağlı bir ilçe olmuştur.
Alucra ilçesine bağlı bir yerleşim birimi olan Çamoluk, 1990 yılında Giresun iline bağlı bir ilçe olmuştur.

ÇAMOLUK’UN TARİHİ

Çamoluk, Giresun İlinden 180 kilometre uzaklıkta olup Erzincan ve Sivas illeri hudutlarında Kelkit çayı vadisinde kurulmuştur. Çamoluk ilçesinin Karadeniz bölgesiyle bağlantısı 1933 yılında Giresun vilayetine bağlanmasıyla başlamıştır. Çamoluk, Kelkit vadisinde kurulmuş olması bakımından tarihî birçok seferin geçiş yolu üzerinde bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in Şebinkarahisar’ı fethettiği yıllarda bu yöreden geçtiği bilinmektedir.

Yapılan araştırmalarda Çamoluk tarihi Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. MÖ 1341 yıllarında Hititlerin Kaçkarlarla savaşı kazanarak Erzurum’a kadar ilerledikleri sanılmaktadır. Yunan tarihçisi Heredot’a göre Amazon adı verilen kadın savaşçılar bu bölgede bir koloni devleti kurmuşlardır. Daha sonra bölgeye Kimmerler gelmiş, bölge bir süre de onların elinde kalmıştır. Bir müddet sonra bölge Romalıların eline geçmiştir. MS 381 yılında Romalı Komutan Lucallus bölgeye gelmiş bu seferinden kısa bir süre sonra Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, bölge Bizanslıların hâkimiyetine girmiştir. 778 yılında Arapların bölgeye yaptıkları akınlar sonucu bölge onların eline geçmiştir. Oğuz Türkleri, Çamoluk çevresine 8. yüzyıl sonlarında kabileler halinde gelerek Türk yerleşim merkezinin temellerini atmışlardır.

Bizans orduları ile Abbasi ordularının yaptıkları savaşlar sona erince 1054 yılında Selçuklu orduları harekete geçmiş; Van, Kars ve Bayburt yörelerini ele geçirmişlerdir. 1058 yılında Tuğrul Bey’in yeğeni Verkiti, orduları ile Çamoluk, Şebinkarahisar, Erzincan, Kemah ve Niksar’a kadar gelmiş ve buraların idaresini Tuğrul Bey’in kardeşi İbrahim Yenal’a bırakmıştır. Alparslan’ın 1071 Malazgirt savaşını kazanmasından sonra bölge tamamen Selçukluların hâkimiyetine girmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti ile Danişmentlilerin arası açılınca Bizans İmparatoru Ammen büyük bir ordu ile Trabzon üzerine yürümüş, bu sefer sonrasında Çamoluk tekrar Bizanslıların eline geçmiştir. 1204 yılında; Rum imparatorluğuna karşı Muzafferüddin Mehmet, Kaledere mevkiindeki kaleyi yaptırmıştır. Bu kale tepeden yer altına doğru 120 metre kadar derinlikte olup dağ yamacından açılan iki kapıya sahiptir. Ancak yapılan incelemede surların tamamen yıkıldığı kalenin tanınmaz halde bulunduğu görülmüştür.

İran’da kurulan Akkoyunlu devleti sınırlarını genişletince bölge bu devletin eline geçmiştir. Akkoyunlu Devleti Osmanlıların güvenliği için tehlike oluşturmaya başlayınca Fatih Sultan Mehmet bu devletin üzerine yürümüş, 14 Ağustos 1473 yılında iki ordu Otlukbeli savaşında karşı karşıya gelmiştir. İşte bu savaşın yapıldığı yer tarihi kaynakların bazılarında Erzincan ili Tercan ilçesi yakınlarında gösterilmektedir. Ancak yapılan araştırmalarda Otlukbeli denilen yerin Çamoluk sınırları içerisinde kalan Kaledere Köyü’nün kuzeydoğu istikametinde olduğu iddia edilmiştir. Bu bölgedeki şehitlik mevkii de bu iddiayı doğrular niteliktedir. Bu bölgenin Kaledere ve Karadikmen köylerinin sınırları içerisinde olduğu tespit edilmiştir.

Çamoluk ve çevresi 1464 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı ülkesine katılınca Şebinkarahisar’a bağlı bir bölge olarak kaldı. Şebinkarahisar bu arada değişik eyaletlere bağlandı. Önce Sivas eyaletine; 1515 yılında Erzincan, 1535 yılında Erzurum, 1840 yılında tekrar Sivas eyaletine bağlandı. Tabii bu bağlanmalarla Çamoluk da bu eyaletlere bağlanmıştır.

1933 yılında Şebinkarahisar’ın vilayet statüsü kaldırılıp Giresun vilayetine bağlanınca: Çamoluk, Alucra ilçesine bağlanmıştır. Çamoluk’un nahiye oluşu çok eskilere dayanır. Osmanlının son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında nahiye niteliğinde olan Çamoluk’un idaresi mahallen güçlü yöneticilere bırakılmış; ilçenin nahiye merkezi zaman zaman köyler arasında değişmiştir. Belediye teşkilatı 1987 yılında kurulmuştur.

Çamoluk 20 Mayıs 1990 gün ve 20523 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 2644 sayılı kanunla ilçe oldu. İlçenin ilk kaymakamı, 26 Ağustos 1991 tarihinde göreve başladı. Çamoluk’ta 15 Temmuz 1990 tarihinde yapılan referandum sonucu Çamoluklular, Giresun iline bağlı kalmayı kabul ettiler.

İlçenin tarihi eserleri şunlardır:

Hacıahmet Kalesi: Hacıahmetoğlu Köyü’nde Safavilerden kaldığı sanılan bir kale kalıntısı mevcuttur.

Kaledere Kalesi: Çok önemli bir bölümü tamamen tahrip olmuştur. Sadece temel seviyesinde birtakım taşlar bulunmaktadır. Buraya da ulaşım imkânları son derece kısıtlıdır. Bu kale tepeden yeraltına doğru 120 metre derinlikte olup dağ yamacından açılan iki kapıya sahiptir.

Bektaş Bey Camii: Sarpkaya Köyü’nde Osmanlı dönemine ait oldukça eski bir cami vardır. Halen faaliyette bulunmaktadır. Sarpkaya Köyü’nde bulunan Bektaş Bey’in ismini taşıyan bu caminin duvarları kesme taşla yapılmış ve tavanı ahşap olarak bitirilmiş, ancak son yıllarda mevsim şartlarından etkilenmemesi için çatı yapılarak saçla kapatılmıştır. Caminin yapımında süsleme işlerinde kökboyası kullanılmıştır. Yörenin en eski ve tarihî camii özelliği taşıyan Bektaş Bey Camii halen ayaktadır.

Folbaba Türbesi: Çamoluk ilçesi Yuvacık Mahallesi’nde bulunan Folbaba Türbesi’nin diğer adı da Derviş Ali Baba Türbesi’dir.

Cumhuriyet öncesi Şebinkarahisar, Sivas, Erzincan, Erzurum gibi değişik vilayetler arasında idari bağlılığı değişen Çamoluk, 1933 yılında Giresun’un Alucra ilçesine bağlanmıştır.
Cumhuriyet öncesi Şebinkarahisar, Sivas, Erzincan, Erzurum gibi değişik vilayetler arasında idari bağlılığı değişen Çamoluk, 1933 yılında Giresun’un Alucra ilçesine bağlanmıştır.

COĞRAFYA

KONUM VE YERLEŞİM

İlçe 40 – 115 enlem ve 2 – 45 boylamlarında yer almaktadır. Mindaval deresinin uzandığı geniş bir vadi üzerine teşkilatlanan ilçenin bu konumu Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatı, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğu ve Karadeniz Bölgesi’nin güneyinde olup geçit bölgesi özelliğini göstermektedir. Genellikle dik yamaçlardan oluşmuş bir coğrafyada yeterli genişlikteki düzlükler yerleşim imkânını kolaylaştırır. Su kaynakları bakımından zengindir. Batısında Şebinkarahisar, kuzeyinde Alucra ve Yağlıdere, doğusunda Gümüşhane, güneydoğusunda Erzincan yer almaktadır.

YÜZEY ŞEKİLLERİ

İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1.140 metredir. Kalesivrisi ve Kireçkuyusu köyleri tepelerinin çevrelediği ve Kelkit ırmağının ikiye böldüğü vadide kurulmuştur. İlçedeki önemli dağ ve tepeler şunlardır: Aktaşkıranı Tepesi (1899 metre), Kırtıllıkburnu Tepesi (1771 metre), Eğrinin Sivri Tepesi (1129 metre) ve Berdiye Dağı (2200 metre).

İKLİMİ

Coğrafi konumu itibarı ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bittiği bir noktada bulunan ilçede karakteristik bir geçiş iklimi hüküm sürmektedir. Çamoluk’ta yarı kurak iklim ile nemli Doğu Karadeniz iklimi arasında sıcaklık ve karasallık karakterleri açısından İç Anadolu’ya, buharlaşma, nem ve yağış şartları açısından Karadeniz iklimine yakınlaşan bir geçiş iklimi yaşanmaktadır. Yılın en soğuk ayı ocak, en sıcak ayı temmuzdur. Yıllık sıcaklık ortalaması 13 derecedir. Ocak ayı sıcaklık ortalaması -10 derecedir. Temmuz ortalama sıcaklık ise 20 derecedir. Yıllık yağış miktarı 500-800 milimetreküp arasıdır. Ortalama nispi nem % 65’tir.

Bölge iklimi yapılan barajların ve ağaçlandırmanın etkisi ile bağıl nemi artmaya ve yağış ortalaması yükselmeye başlamıştır. Gün geçtikçe Çamoluk’un yağış miktarı ve ormanları artmış ve tipik Karadeniz iklimi ile benzerlik göstermeye başlamıştır.

BİTKİ ÖRTÜSÜ

İklim şartları ve yeryüzü şekilleriyle bağlantılı olarak bitki örtüsü genellikle seyrek görünümdedir. Ormanlık alanlar görülür. Devlet desteği ve sivil toplum kuruluşlarının girişimleri ile yürütülen ağaç dikme kampanyaları neticesinde Çamoluk’taki ormanlık alanlar gün geçtikçe çoğalmış ve ilçe silüeti tipik Karadeniz ilçesi görünümünü almaya başlamıştır. Ayrıca küçük guruplar halinde meşe ağaçları bulunmaktadır. Irmak yatağı boyunca çok miktarda kavak ve söğüt ağaçları bulunmaktadır. İlçenin büyük bölümünde bol miktarda ceviz ağacı yetiştirilmiştir. Kaliteli ceviz veren bu ağaçlar, ilçe ekonomisine katkı sağlamaktadır. Fındık ticari amaçlı olarak yetiştirilmemektedir. Ayrıca ticari amaçlı olarak bal üretimi yapılmaktadır. İlçede asli ağaç türleri olarak sarıçam, meşe, ardıç ve kavak; diğer vejetasyon türleri olarak kuşburnu, adi alıç, dağ çileği, yaban fındığı bulunmaktadır. İlçede yöreye has bir fasulye (kuru fasulye) çeşidi yetiştirilip satılır. Bu ürün yöre halkı tarafından tüketilir.

AKARSU VE GÖLLER

İlçenin en önemli akarsuyu Kelkit çayıdır. Erzincan ili sınırlarından doğan Semah deresi vadiyi geçerek Güce ve Kaledere köylerinin birleştiği yerde Kelkit çayına karışır. Kelkit çayı ilçenin ortasından geçer. Çamoluk’un arazisini doğu-batı istikametinde ikiye ayırır ve Yeşilırmak’a karışır. Sonbaharda ve ilkbaharda yağışların artması ile kabaran ve yazın kuruyan küçük dereler vardır. Bunlar; Hayran, Susuz dere, Kurukol deresi, Değirmen dere, Derin dere, Demirci deresi, Kuzyurt deresi ve Çıngırdın deresidir. İlçenin Gürçalı Köyü’nde bulunan Gürçalı şelalesi vardır.

19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği anlaşılan Kayacık Köyü yakınlarında yer alır.
19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği anlaşılan Kayacık Köyü yakınlarında yer alır.

ÇAMOLUK’TA GEZİLECEK YERLER

KAYACIK KİLİSESİ

Kayacık Köyü yakınlarında yer alır. Kilisenin yapım tarihi ve yaptıranı hakkında bilgi veren bir kitabesi veya dönem kaynağı mevcut değildir. Bölgedeki benzer örnekleri ile karşılaştırıldığında 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği anlaşılmaktadır. Doğu-batı ekseni üzerinde uzanan ve dikdörtgen bir zemin şeması gösteren kilise bazilikal planlıdır. Üç nefli olduğu kalıntılardan anlaşılan kilisenin doğu ucunda üçlü apsisinden sadece temel kısmı ayakta kalmıştır. Malzeme bakımından kaba ve ince yonu andezit taşının kullanıldığı görülmektedir. Duvar örgüsünde kaba yonu; silme, söve, köşelerde; iç mekânda plastır ve kemerlerde ince yonu andezit taşı kullanılmıştır.

Kilisenin batı cephesi sağır olup cephe, renkli taş işçiliği ile bölümlenerek hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Cephenin üst seviyesine yine renkli taş işçiliği ile üç adet haç motifi işlenmiştir. Yapının güney cephesinde düşey dikdörtgen şekilli ve küçük boyutlu üç adet pencere yer alır. Kuzey cephesinin batı köşesinde giriş bölümü vardır. Yuvarlak kemer açıklıklı giriş kapısının söveleri profilli olup, giriş açıklığı üzerinde yine yuvarlak kemerli bir alınlık yer alır. Alınlıkla giriş açıklığı arasında kalan silme sırası üzerinde payanda şeklinde 9 adet diş sırası vardır. Alınlık kemeri, silmenin iki yanında yer alan profilli ve dışa taşıntı yapan kaideler üzerine oturtulmuştur. Kuzey cephede, girişin doğusunda güney cephedekilere paralel olarak yerleştirilmiş iki adet pencere yer alır. Pencereler içten mazgal şeklindedir. Yapının doğu cephesi, apsis temeli seviyesinden itibaren yıkılmış durumdadır. Cepheler, üstte kısa tutulmuş taş saçakla sonlandırılmıştır. Taş saçak, alttan içbükey profilli taş sırası ile desteklenmiştir. Kilisenin örtüsü tamamen çökmüştür. Kilisenin örtüsü yıkılmış olduğundan iç mekân kısmen hafriyatla dolmuş durumdadır. İç mekân zemin kaplaması tespit edilememiştir. Yapının beden duvarları üçlü kemer düzenlemesi ile oluşturulmuştur. Kemerler yuvarlak formlu olup, duvara bitişik kare kesitli taş kolonlara oturur. Her kemerin içinde (giriş bölümü dışında) birer adet mazgal pencere yer almaktadır. Narteks ve mahfil bölümü bulunmayan kilisenin atrium (bahçe) duvarları yıkılmıştır.

Tabiat anıtı olarak ilan edilen Yenice şelaleleri, bentler ve şelaleler ile toplam 10 şelaleden oluşmaktadır.
Tabiat anıtı olarak ilan edilen Yenice şelaleleri, bentler ve şelaleler ile toplam 10 şelaleden oluşmaktadır.

YENİCE ŞELALESİ

Çamoluk sınırları içerisinde bulunan Yenice şelaleleri; peyzaj değeri, manzara bütünlüğü, kaynak değerleri ve rekreasyon potansiyeli özellikleri ile 21 Nisan 2019 tarih ve 30752 sayılı Resmi Gazete’de “Yenice Şelaleleri Tabiat Anıtı” olarak ilan edilmiştir.

Yenice Köyü; Giresun ilinin güney doğusunda, Çamoluk ilçesinin doğusunda bulunmaktadır. Pınarbaşı deresi akış güzergâhında bulunan Yenice şelaleleri, tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği tek ve nadir olmaları sebebiyle ilmi ve estetik yönden milli öneme sahip, bir veya birkaç jeolojik ve jeomorfolojik formasyon ve bitki türleri gibi müstesna değerleri barındırmaktadır. Özellikle insan faaliyetlerinden çok az zarar görmüştür.

Pınarbaşı membasının 200 metre kuzeyinde küçük bir göl düzenlemesi, akabinde sel kıranı yapılmış ve buradan yaklaşık 25 metre yükseklikte düşen bir şelale ile 2 adet değirmen bulunmaktadır. Bu şelalelerin 600 metre kuzeyinde 2 adet 7-8 metreden düşen şelaleler bulunmaktadır. Bu bölgeden yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta Pazar Mahallesi’nde caminin hemen altında yaklaşık 20 metreden düşen büyük bir şelale bulunmaktadır. Bu bölgenin kuzeyinde kalker ve travertenler kısmında 8 metreden düşen şelale ve altında yeraltı deresi, akabinde 500 metre sonra 2 adet küçük şelale bulunmaktadır. Bu şelalelerden 2 kilometre sonra yüksek debide akan ve eğimli olarak yaklaşık 150 metre devam eden Uzun şelale bulunmakta olup bu şelaleden sonra Pınarbaşı deresi Usluca Köyü sınırındaki bent ile sonlanmaktadır. Bentler ve şelaleler ile toplam 10 şelale bulunmaktadır.

Giresun’dan Yenice Köyü’ne; Giresun Alucra 145 kilometre, Alucra-Çamoluk Şehitler 36 kilometre, Şehitler-Gölova yolundan Yenice Köyü 8 kilometre olmak üzere toplam 189 kilometre mesafededir. Toplamda ulaşım 3 saati bulmaktadır.

Osmanlı’nın klasik döneminde inşa edildiği anlaşılan cami, yörenin en eski ve tarihi camilerinden biridir.
Osmanlı’nın klasik döneminde inşa edildiği anlaşılan cami, yörenin en eski ve tarihi camilerinden biridir.

BEKTAŞ BEY CAMİİ

Sarpkaya Köyü’ndeki Bektaş Bey Camii Şerifi; Karahisar-i Şarki hanedanından Trabzon Valisi Çeçenzade Hacı Hasan Paşa’nın oğlu Bektaş Bey tarafından inşa ettirilmiştir. (1818-1819) Bektaş Bey’in ismini taşıyan bu cami dikdörtgen planlı olup kıbleye doğru uzundur. Son cemaat yeri de bulunmaktadır. Cami dıştan dışa 15 x 10 adımdır. Dış duvarları kesme taşla çok kalın (yaklaşık 1 metre) olarak örülmüştür. Aralarda çepeçevre ahşap hatıllar konularak depreme karşı mukavemet kazandırılmıştır. Alt pencerelerinin kenarları taş söve ile şekillendirilmiş, nişler açılmış dışına demir mazgal konulmuştur. Caminin yapımında kullanılan süsleme işlerinde kök boyası kullanılmıştır.

200 yıl önce yaptırılan Bektaş Bey Camii’nin fütuhat sırasında başarısı nedeniyle Kelkit havzasına Trabzon Beyi tarafından gönderilen Bektaş Bey’in Kelkit Vadisi Beyliği sırasında bu camiyi yaptırdığı söylenmektedir.

Yörenin en eski ve tarihî camii özelliği taşıyan Bektaş Bey’in yaptırdığı Osmanlı’nın klasik döneminde inşa edildiği anlaşılan cami; büyük oranda özgün haliyle günümüze intikal etmiştir.

Arıcılığın oldukça yaygın olduğu ilçede her yıl bal festivali düzenlenmektedir.
Arıcılığın oldukça yaygın olduğu ilçede her yıl bal festivali düzenlenmektedir.

EKONOMİ

İlçe ekonomisinin temelini tarım ve hayvancılık oluşturur. Arıcılık oldukça yaygındır. İlçede her yıl Çamoluk Bal Festivali düzenlenmektedir. İlçede diğer bir ekonomik değeri turizm oluşturur, yayla turizmi oldukça yaygındır. Ayrıca av turizmi de son derece yaygındır.

EĞİTİM

Nüfus azlığı ve taşımalı eğitim sistemi nedeniyle Çamoluk’ta bir anaokulu, bir ilkokul, iki ortaokul, iki lise, bir halk eğitim mekezi ile bir öğretmen evi ve akşam sanatokulu faaliyettedir. Çamoluk’taki okullar ve eğitim kurumları şunlardır: Çamoluk 85. Yıl Anaokulu, Gazi İlkokulu, 15 Temmuz Emrah Sağaz İmam Hatip Ortaokulu, Gazi Ortaokulu, Şehit Hamza Karacaoğlu Çok Programlı Anadolu Lisesi, Çamoluk Anadolu İmam Hatip Lisesi, Çamoluk Halk Eğitim Merkezi, Çamoluk Öğretmen Evi ve Akşam Sanat Okulu.

YAYLALAR

İlçede önemli ölçüde yaygın yayla turizmi, yaz aylarında çok güzel eğlencelere dönüşmektedir. İlçedeki önemli yaylalar; Merkez Teştik Yaylası, Berdiye, Kıcılı, Akpınar ve Başyayla’dır.

Ayrıca Kümbet Yaylası, Çakrak Yaylası, Sis Dağı Yaylası ve Kadırga Yaylası da bölgenin eski göçer yaylalarıdır.

YÖRESEL YEMEKLER

Aş Makarna, Kelem Çorbası, Böğrüceli Yahni, Cevizli Burma, Cevizli Kömbe, Döğmeç, Dökme, Dolanger, Dut Pekmezi, Tavşan İçi, Herle Çorbası, Kalburabastı, Kaygana, Keşkek, Katmer, Kuşburnu Marmelat, Lokma, Omaç Çorbası, Patates Köftesi, Patatesli Bulgur Çorbası, Şeher Böreği, Somun, Sütlü Çorba, Yoğurtlu Bulgur Köftesi.


“Milli ekonominin temeli tarımdır.”